Ayak ile ilgili atasözleri ve deyimler

Değerlendir:
1 sonuçtan 1 ile 1 arası

Konu: Ayak ile ilgili atasözleri ve deyimler

  1. Teşekküre Gitİndir #1
    Teşekküre Git
    Kıdemli Üye İnfo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Bilgi

    Gönderi Başına Git

    Deyim Ayak ile ilgili atasözleri ve deyimler

    Ayak ile ilgili atasözleri ve deyimler

    İçinde ayak kelimesi geçen deyimler ve bu deyimlerin açıklamaları. Ayak konulu, ayak hakkında deyimlerin anlamları, açıklamaları hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

    Ayak ile ilgili atasözleri ve deyimler

    Ayak ile ilgili atasözleri

    İçinde "ayak" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları.

    • Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz: İnsan yaşadıkça türlü engeller ve güçlüklerle karşılaşabilir.
    • Ayağı yürüten baştır: Çalışanların verimli olmasını sağlayan baştaki yöneticidir.
    • Ayağını sıcak, başını serin, gönlünü ferah tut, düşünme derin: Hastalanıp yıpranmamak için ayağını sıcak, başını serin, gönlünü rahat tut.
    • Ayağını yorganına göre uzat: (atasözünün anlamı) İnsan giderini gelirine uydurmalı, gelirinden ok harcama yapmaya kalkmamalıdır.


    Ayak ile ilgili deyimler

    İçinde "ayak" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları.

    • Ayaklı gazete: (deyiminin anlamı) Her şeyden haberi olan ve haber taşıyan, dedikoducu kimse.
    • Ayaklı kütüphane: (mecazi) Çeşitli konularla ilgili sayısız yapıt okuyan ve okuduklarını belleğinde tutan kimse.
    • Ayak bağı olmak: Bir kimsenin işine ve davranışlarına engel olmak.
    • Ayak basmak: 1. Bir yere varmak. 2. Bir yere veya mesleğe girmek, bağlanmak.
    • Ayak diremek (diretmek): Direnmek, ısrar etmek, inat edip karşı gelmek.
    • Ayak işi: Şuraya buraya giderek kovalanıp görülen iş.
    • Ayak kirası: (deyiminin anlamı) Bir haber ya da eşya getirene emeğine karşılık verilen para, ayak teri.
    • Ayak mühürlemek: (tasavvuf) (Mevlevi şeyhinin katına giren derviş) Sağ ayağının başparmağını sol ayağının başparmağı üzerine koyup vücuduna da özel bir biçim vererek saygıyla durmak.



    • Ayak sürümek: Üstüne aldığı bir işten kaçınma çareleri aramak.
    • Ayak uydurmak: Bir gidişe, bir davranışa uymak.
    • Ayak yapmak: Birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek.
    • Ayağa düşmek: İşe olur olmaz kimseler karışmak, basitleşmek.
    • Ayağa kaldırmak: Bir topluluğu veya birini telaşa düşürmek, isyan ettirmek.
    • Ayakları suya ermek: Bir gerçeği ya da bir işin önemini çok sonra anlayıp aklı başına gelmek.
    • Ayağı uğurlu: Geldiği yere uğur getirdiğine inanılan.
    • Ayağı üzengide: Hemen yola çıkmak üzere olan.
    • Ayağı yerden kesilmek: Bir binek veya taşıt sahibi olup yürümekten kurtulmak.
    • Ayağına dolanmak (dolaşmak): 1. Kalabalık etmek. 2. Engel olmak.
    • Ayağına gitmek: Alçak gönüllülük ederek ya da saygı göstererek birinin yanına gitmek.
    • Ayaklarına kara su inmek: (deyiminin anlamı) Uzun süre ayakta kalarak veya yürüyerek yorulmak.
    • Ayağına sıcak su mu dökelim soğuk mu? Uzun süre uğramadığı bir yere günün birinde çıkagelen kimseye yar başa kakma, yarı sevinçle söylenen söz.
    • Ayağını denk almak: Dikkatli ve uyanık davranmak.
    • Ayağında donu yok, fesleğen ister (takar) başına: Yoksulluğuna bakmayarak gösteriş yapmak ister, takıp takıştırır.
    • Ayağını kaydırmak: Bir yolunu bularak birini işinden etmek.
    • Ayağını kesmek: 1. Bir yere gitmez olmak. 2. Başkasını bir yere artık uğramaz duruma getirmek.
    • Ayağının altına karpuz kabuğu koymak: Bir kimseyi, oyunla düzenle yerinden etmek.
    • Ayağının bastığı yerde ot bitmez: Uğradığı yeri yakar, yıkar, kötü duruma sokar.
    • Ayağının pabucunu başına giymek: Dengi olmayan değersiz bir kimseyi onurlandırmak ya da başkaca üstün bir duruma getirmek.
    • Ayağının tozuyla: Gelir gelmez, dinlenmeden.
    • Ayağının türabı olmak: Bir ötekine kul gibi bağlanıp onun kahrını çekmek.
    • Ayaklar baş, başlar ayak oldu: Değersiz kimseler başa geçti, değerlilerse gerilerde, arka planda kaldı.
    • Ayakları geri geri gitmek: Bir yere istemeye istemeye gitmek.
    • Ayakları yere değmemek: Çok sevinmek.
    • Ayaklarını yerden kesmek: 1. Bir şeye binerek yürümekten kurtulmak. 2. (Güreşte) Rakibinin beline sarılarak havaya kaldırmak.
    • Ayakta uyumak: Aşırı dalgın, şaşkın olmak, olan bitenin farkına varamamak. 2. Aşırı yorgun olmak.
    • Ayak altında dolaşmak: Bir işe yaramadan işine engel olacak biçimde ortalıkta dolaşmak.




Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •